Asliye Ceza Mahkemesi Nedir ? 2024

Asliye Ceza Mahkemesi Nedir ? 2024

Fıkrası ile 1602 sayılı Kanunun 21/3 maddesi arasındadır. İdari uyarı yazılarının yargı denetimine tabi tutulamayacağını savunan görüşler de bulunmaktadır. Bu davadaki somut olayda söz konusu yazının davacının özlük dosyasına konulmuş olduğunu da belirtmek gerekir. Keza disiplin cezası olmayan uyarı yazılarının idari yargı denetimine tabi tutulup tutulmayacağındaki AYİM kriterlerinden birisi de bu yazıların üst makamlara bildirilmesi ve özlük dosyasına konulmasıdır. Ancak AYİM’nin, özlük dosyalarına konulan ve üst makamlara bildirilen uyarı yazılarını, “uyarı cezası” olarak kabul ettiği kararları da bulunmaktadır. Zira davacıya bir ” yazı” ile ” uyarı” yapılmış ve bu yazının özlük dosyasına konulması ve hatta Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığına gönderilmesi yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla böyle bir ” yazı” nın disiplin cezası olan ” uyarı cezası” ndan ne mahiyet, ne de sonuçları itibariyle farklı bir hukuki yapıda olduğu söylenemez… Amir tarafından İç Hizmet Kanununun 24 ve Askeri Ceza Kanununun 119 ncu maddeleri kapsamında amirin astını sözlü ya da yazılı şekilde uyarması pek doğaldır. Ne var ki; böyle bir yetkinin kullanılması durumunda özlük dosyasına herhangi bir belge konulmadığı gibi Kuvvet Personel Başkanlığına da bir yazı yazılmamaktadır”  şeklindeki gerekçesiyle uyarı yazısını ceza olarak kabul etmiş ve savunma hakkı tanınmadığı için yok hükmünde sayılmasına karar vermiştir[780]. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli devlet memurları, disiplin suçları bakımından genel olarak 657 sayılı Kanundaki düzenlemelere, istisnaen emre itaatsizlik ve saygısızlık fiilleriyle sınırlı olarak Askeri Ceza Kanunu ile Disiplin Mahkemeleri Kanununa tâbidirler. Ancak, bu yükümlülük Kanunun açık hükmü uyarınca salt emre itaatsizlik veya saygısızlık suçlarına ilişkin olup nitelik ve nicelik itibariyle bunların dışında kalan halleri kapsamamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerindeki sivil personelin 211 sayılı Kanunun 14.

Bu itibarla kurallakamu yararı dışında bir amacın gözetildiği söylenemez. Mesela ABD’de yer alan bir içerik sağlayıcı sitenin yersağlayıcısının Kanada’da yerleşik bir şirket olduğunu varsayalım. Söz konususitede müstehcen görüntülere yer verdiği veya rokubet oynatıldığı gerekçesiyleBTK başkanı tarafından içeriğin çıkarılmasına karar verildiğinde bu kararın ikiülkedeki yükümlülere tebliği ve içeriğin çıkarılmaması halinde de idari paracezası verilmesi gerekmektedir ki bu oldukça absürd bir durumdur. Anayasanın 6.maddesine göre hiçbir organ Anayasadan kaynaklanmayan bir yetki kullanamaz.Türkiye’nin egemenlik alanıyla hiçbir ilgisi olmayan kişilere yönelik yetkikullanılmasını öngören kural açıkça Anayasanın 6. Devletin yargı yetkisi, esasen o devletin egemenlik alanı olanülkesinde söz konusu olabilir. Yargı yetkisinin bir diğer görünümü de devletincezalandırmak yetkisidir. Cezalandırmak yetkisi devlet egemenliğinin bir sonucuolduğu için, devlet bu yetkisini de esasen kendi egemenlik alanı olan ülkesindekullanabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin cezalandırma yetkisinin yer bakımındansınırları hakkında Anayasa’da bir hüküm yoktur.

Söz konusu idari para cezasını gerektiren ihlallerinbir yıl içinde her bir tekrarında cezalar bir kat artırılarak uygulanır. Diğer taraftan kural sosyal ağ sağlayıcıların da temel haklarınamüdahale teşkil etmektedir. Maddesinde herkesin, dilediğialanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine güvence altına alınmıştır. KVKK’dan farklı olarak Tüzük kapsamında unutulma hakkıkapsamında değerlendirilebilecek olan ilgili kişinin taleplerinin üçüncükişilere de iletilmesi Tüzüğün 17(2) maddesi kapsamında özel olarakdüzenlenmiştir. Ancak bu mutlak bir yükümlülük olmayıp, mevcut teknolojiışığında bu yükümlülüğün yerine getirilmesinde veri sorumlusunun makul çabasıbeklenmektedir. Hükmün uygulanabilmesi için silme talebinin iletildiği verisorumlusunun verileri kamuya açık hale getirmiş olması gerekmektedir.

“Tekasül”; mecbur olduğu nezaret ve ihtimam vazifesinde failin lakayd bulunması demektir. Bunun ölçüsü olayın içerisinde bulunduğu hal ve şartlara göte takdir olunur, yani failin hizmetteki tecrübesi ve görevinin getirdiği sorumluluk derecesi ile ölçülür[58]. Özbakan’a göre ise tekasül; göreve karşı gevşek davranma, görevin gereklerini yapmada üşengeçlik göstermedir[59]. Tekasülün kast ile olan farkı neticenin istenmemiş olması, kaza ve mücbir sebeple olan farkı ise fiilin iradi olmasıdır[60]. [95] Türk Spor Kurumu Kanunu Tasarısı yasalaştığında, TFF’nin sportif faaliyetler hariç tüm iş ve işlemleri Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın değil, Spor Yüksek Kurumu’nun gözetim ve denetimine tabi olacaktır. İl Disiplin Kurulu kararları ile Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu kararlarına itiraz edilmesi, cezanın infazını durdurmamaktadır; ancak ilgililer itiraz merciinden uygulamanın (infazın) durdurulmasını isteyebilirler. TFF’nin faaliyet ve işlemlerinin yürütülmesi için gerekli olan yan kurulların başkan ve üyeleri, TFF Yönetim Kurulu’nun onayını almak suretiyle TFF Başkanı tarafından belirlenmektedir. Yan kurullar; Disiplin Kurulu, Tahkik Kurulu, Teftiş Kurulu, Sağlık Kurulu, Araştırma ve Geliştirme Kurulu, Mali Danışma Kurulu, Hukuk Kurulu, Dış İlişkiler Kurulu, Profesyonel İşler Kurulu, Amatör İşler Kurulu, Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu ile diğer yan kurullardan oluşur. TFF Yönetim Kurulu; TFF Başkanı ve Genel Kurulun dört yıl için seçeceği on dört üye ile birlikte toplam on beş üyeden teşekkül etmektedir. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen kulüp temsilcileri, kulüplerinin başkanı veya yönetim kurulu üyesi iseler, seçilmekle bu sıfatları sona erer. Başkan tarafından teklif edilen MHK Başkanı ile asıl ve yedek üyeleri, TFF Yönetim Kurulu tarafından atanır.

Dahası bu belirsizlik bildirimin yazılı olupolmayacağı noktasında da ortaya çıkmaktadır. Kural uyarınca kişilerin telefonlaaranarak da bilgilendirilmeleri mümkündür. Bu durum da idari işlemlere karşıaçılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim tarihinden” başlayacağınıöngören Anayasa’nın 125. Kaldı ki, telefonlave sözlü olarak yapılan bildirim birtakım ispat sorunlarına da yol açabilir.Muhatapların telefonla arandığı ispatlansa bile telefonla yapılan konuşmanıniçeriğinin ne olduğunun, söz konusu konuşmada sözlü bir tebligat yapılıpyapılmadığının ispatlanması güçtür. Bu sebeple, (5) numaralı fıkranın birinci cümlesiüçüncü fıkradaki “diğer iletişim araçları” ibaresi yönünden Anayasa’yaaykırıdır. Dava konusu kurallarda öngörülentedbirin ceza yargılaması sürecinden kopuk ve Başkan tarafından yapılacak birsuç tespitine bağlı olarak uygulanan nihai bir tedbir niteliğinde olduğuanlaşılmaktadır. Başkan tarafından uygulanan idari tedbir, tedbirinuygulamasının gerekçesini oluşturan suçla ilgili olarak başlatılan cezasoruşturması sürecinde gözden geçirilememekte, yargılama mahkûmiyet dışında birhükümle neticelense bile içeriğin çıkarılması kararı ayakta kalmaya devametmektedir. Bu durumda, masumiyet karinesinin birinci boyutunu oluşturan ve birkimsenin suçlu olduğu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilene kadarona suçlu gibi muamele edilemeyeceğine ilişkin güvence anlamsız hâlegelmektedir. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kurallauygulanacak idari para cezası tutarlarının on kat artırıldığı, bu artırımınölçüsüz olduğu, söz konusu idari para cezasının uygulanmasında Başkan’a keyfîbir takdir yetkisinin tanındığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2. Yukarıda üçüncü fıkraya ilişkin açıklamalarda getirilenşikayetleri inceleme yükümlülüğünün anayasaya ve uluslararası insan haklarıhukukuna aykırı olduğu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Söz konusu Anayasayaaykırılık, yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırımaçısından da geçerlidir. Aynı şekilde dördüncü fıkrada belirtilen raporlamayükümlülüğünün anayasaya aykırı olduğu, birinci ve ikinci fıkralarla bağlantılıolduğu ve anayasaya aykırı olduğu açıklanmıştır.

Soruşturmacıların tanıklara ve bilirkişilere yemin teklif etmesi mümkün değildir. Maddesinde, yüksek disiplin kurullarının inceleme ve araştırma yöntemleri arasında yeminli tanık ve bilirkişi dinlemek de sayıldığından, yüksek disiplin kurulunun cezalandırma yetkisine giren suçlarda soruşturmacıların bu yetkiye sahip olduğu kabul edilmektedir[355]. Maddesinde işlenen fiillere göre verilecek disiplin cezaları, ağırlık derecelerine göre, uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması şeklinde sıralanmış ve en ağır disiplin cezası olarak Devlet memurluğundan çıkarılma düzenlenmiştir. 1964 tarihli 477 SK’nun yürürlüğe girmesine kadar tüm disiplin suçlarına AsCK’nın hükümleri uygulanmış, disiplin cezaları konusunda AsCK’da 2000 yılına kadar önemli bir değişiklik yapılmamıştır. 4551 SK’la yapılan değişiklik[236] öncesi AsCK’da yer alan disiplin cezaları; “tevbih”, “şiddetli tevbih”, “maaş katı”, “göz hapsi”, “oda hapsi”, “sıra harici hizmet”, “izinsizlik”, “katıksız hapis”[237] olarak belirlenmişti.

  • Bu cezalar doğrudan suçu işleyen asker kişinin amiri tarafından verildiği ve icrai nitelikte, teknik açıdan idari bir işlem olduğu için denetlenebilir işlemdir[723].
  • Disiplin soruşturmasını yürüten kişiler soruşturma emrini veren amirin adına hareket ettiklerinden soruşturma onayında yer almayan konuların soruşturulabilmesi için yetkili amirden ek soruşturma emri alınması zorunludur[347].
  • (2) Ceza Kanununun uygulamasındakişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veyadiğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, doğum,ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbirkimseye ayrıcalık tanınamaz.
  • Diğer taraftan idari tedbir olarak öngörülen içeriğinçıkarılması tedbirine hangi hallerde başvurulabileceği konusunda dördüncüfıkrada herhangi bir açıklık bulunmaktadır.

Jandarma personelimizin özellikle riskli bölgelerde görev yapanlardan başlamak üzere görev tazminatlarını revize edeceğiz. Emniyet personeli için bir intibak yasası çıkararak bir defaya mahsus olmak üzere Eğitim durumuna bakılmaksızın toplamda yaklaşık 150 bin emekli polis memurumuzun ek göstergelerinde gerekli düzenlemeyi yapacağız. Tüm bölge ülkeleriyle “donmuş” durumdaki ihtilafların barışçıl yollarla çözüme kavuşturulması sağlanacak, karşılıklı iş birliğinin geliştirilmesi sağlanacaktır. Mavi Vatan sınırları içerisinde kalan ülkemizin sınırlarının, deniz alanlarında da korunması sağlanacaktır. Dünyada yaşanmakta olan hızlı gelişmeler ve değişimler Türkiye’nin dış politikada yeniden önemli ve etkin adımlar atmasını gerekli kılmaktadır.

Tez, yukarıda belirtilen hususları kapsayacak şekilde askeri disiplin hukukunu geniş ve kapsamlı biçimde ilk kez irdeleyecek olması bakımından önem arz etmektedir. [124]    Türkiye Basketbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 46. Maddesi, Disiplin Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğunu ve bu kararlar aleyhine soruşturmanın iadesi dışında bir itiraz yolu mevcut olmadığını belirtmektedir. [83] Ancak ilginçtir ki, 3461 sayılı kanunun TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde devamlı TFF’nin özerkliğine vurgu yapılmış, 3813 sayılı kanunun TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde ise her nedense özerklik hiç tartışılmamıştır. Bunun nedeni, 3461 sayılı kanunda Başbakan’a tanınan yetkiler olabilir (örn. TFF Başkanı’nı Başbakan atamakta, Genel Kurul üyelerinden bir bölümünü yine Başbakan seçmektedir). Disiplin kurulları karar verirken hakemlerin, yan hakemlerin, saha komiserlerinin, gözlemci ve temsilcilerin raporlarını esas almaktadır. Söz konusu raporlara ek yardımcı unsur olarak televizyon ve video kayıtlarından da yararlanılması mümkündür; ancak bunlar, sadece olayın disiplin yönüyle ilgili kanıt olarak kullanılabilir.

[679]  İYUK’un yürütmenin durdurulması konusunu düzenleyen 27.maddesinin 4001 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki halinde yürütmenin durdurulmasına doksan gün içinde karar verilebileceği belirtilmiş iken, 4001 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile yürütmenin durdurulması kararının süreye bağlı olmadan verileceği ilkesi benimsenmiştir. Zira anılan madde hükmüne göre, fail firara giderken beraberinde silah, mühimmat, savaş araç ve gerecini götürmüş ise veya fail hizmet yaparken kaçmış ise gün unsuru aranmaz ve cezası artırılır. Örneğin fail firara giderken yanında mühimmat götürürse ve 24 saatlik süreyi geçirmeden bu süre içerisinde yakalanmış olursa artık fiili disiplin tecavüzü niteliğinde değil, AsCK’nun 68/2. Maddesi uyarınca nitelikli mehil içi firar suçunu oluşturur. Disiplin işlemlerindeki hataların kaynağı, disiplin suç ve cezalarının karmaşıklığı olduğu gibi, disiplin amiri konumundaki personelin eğitim eksikliğidir. Harp Okulu ve Sınıf okullarında verilen eğitimin yetersiz olduğu uygulamada açıkça görülmektedir. Kanaatimce bu okullardaki hukuk dersleri artırılmalı ve teoriden ziyade uygulamaya dönük eğitim verilmelidir.

Yasa – Sözleşme çatışması halinde hangi kurala üstünlük tanınacağı Anayasada açık bir şekilde düzenlendiği halde Anayasa-Sözleşme çatışması halinde hangi kurala üstünlük tanınacağı düzenlenmemiştir. Yargıtay, çocuğun gayri sahih nesepli olarak babasına mirasçı olması konusunu incelerken AİHS’nin varlığını dikkate almış[476], Türkçe bilmeyen sanıkların sorguları için temin edilen tercüman ücretinin yargılama gideri olarak sanıklara yükletilmemesi konusunu incelerken AİHS’nin kanun düzeyinde olduğunu belirtmiştir[477]. Türk doktrininde Batum, Soysal, Çelik, Gözübüyük, Gölcüklü, Akıllıoğlu ve Yüzbaşıoğlu tarafından savunulan ikinci bir görüşe göre ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kanunların üstünde bir değere sahiptir. Avrupa Konseyinin kuruluş amacı İnsan Hakları ihlallerini önlemek için ortak ülkü ve ilkeleri korumak ve yaymak, ekonomik ve sosyal gelişmeleri sağlamak olarak belirtilmiştir. Dünya savaşı ve öncesinde yaşanan 1.dünya savaşında Avrupa’nın uğradığı sosyal, ekonomik ve politik çöküntüden kurtulma çabası içersine girdikleri ve diktatör yönetimlerinin insanlığa karşı onur kırıcı davranışlarının artık unutulmak istendiği anlaşılmaktadır. Hiddet ve öfke halinde verilen cezalar abartılı ve sonuçları itibariyle yanlış olabilir.

Leave a Comment

Your email address will not be published.